Medeniyet, iki yüz yıldır düşünce dünyamızın belirleyici kavramlarından biri. Modernleşme ve Batılılaşma sürecimizde, Batıcısından İslamcısına herkesin içselleştirdiği, benimsediği ve üzerinde konuştuğu bir kavram. Modern süreçte Batı toplumu için anahtar kavramlardan
Filozofların odağında felsefe ve filozofun olduğu bir siyasî yapı düşünmeleri, özellikle hayatları incelendiğinde tabiidir. Yaşadıkları hayat, onların siyasî ve ahlâkî sistemlerini ve düşüncelerini birinci derecede belirlemiştir. Bu yanıyla Platon ve
Teklif dergisinin 10. sayısında modern sanatın estetize edilerek öncelikle bir manevî bilim, sonrasında bir metafizik haline getirilerek dinin yerine ikame edilme çabasını, diğer deyişle tinselleşme sürecine giden yolu, ele almıştım.
Metafizik, felsefe ve bilim alanında “yeni” mihengi ortaya koyan Aydınlanma süreci, belki de en net ve kesin ayrımı kimilerince daha sonra “yeni metafizik ve yeni manevîyat” olarak nitelenecek sanat alanında
Modern insanı en iyi görüntüsünden tanırız… Çünkü onun “zâtı” görüntüsüdür. Bir başka deyişle onun mevcudiyeti görüntüsüne bağlıdır. Söz konusu görüntü bir görünen olmadığı gibi bir görünmeyen de değildir. Bilakis o
Aynaların egemen olduğu bir dünyada yaşar modern insan. Sabah aynaya bakarak başlar güne… Aynada baktığı ve gördüğü kendisi değildir. Çünkü kendilik kaybolmuştur modern çağda. Onun yerini kendilik görüntüsü almıştır, ben
Belki de insanın doğasını keşfetmekle başladı her şey… Modern düşünce ekseninde insanın özneye ve bireye dönüşmesi, aşkın olanın içkin olanda temsili, yeni birey veya insanın varlığın merkezi haline gelmesi, özgürlük,
Fotoğraf makineleri, gerçekliği, ileri bir sanayi toplumunun işleyişi açısından temel öneme sahip iki şekilde tanımlarlar: (kitleler için) bir seyirlik malzemesi olarak, (egemenler için) bir denetim aracı olarak. Görüntü üretimi, ayrıca
Sinema deyince akla öncelikle “görüntü” gelir ama Semih Kaplanoğlu filmleri sırf bir görüntüden ibaret değil. Türk sinemasında bir sinema metafiziği yazılacaksa onun filmleri şüphesiz ki merkezî bir yerde duracak… Çünkü
Modern metafizikle birlikte yeni kodlar ve yeni şemaların mutlaklaştırıldığı ve evrenselleştirildiği muhakkak. Aşkın olanın ötelenmesi, numen-fenomen ayrımının mutlaklaştırılması, kutsalın hatta Tanrı’nın insan özelinde yeni bir içkin bağlama taşınması “yeni insan”a
“Gelecekle ilgili emin olabileceğimiz tek bir olgu var: Gelecek, kesinlikle inanılmaz olacak.” — Arthur C.
Ahlâk üzerinde düşünürken ilk çağların sadeliğini hasretle anmamak mümkün değildir. O devir, yalnız tabiatın eliyle
Allah sana afiyet versin, bu konuları bilmen ve onların imkânsız olduğunu düşünmemen gerekir. Bakırcının sana
Her çağ kendisine damgasını vuran gelişmesiyle tanımlanır. Teknolojinin bütün biçimiyle kendisini gittikçe daha fazla hissettirdiği
“Geçmişi kenara atmakla insan geleceğe olan inancını kaybetmiştir…” “Din artık halkın afyonu değil afyon (kumar,
“Ölçebildiğini ölç, ölçemediğini ölçülebilir hâle getir!” —Galileo Galilei “Eskiden insanların kulaklarına fısıldardık ve onlar da
Copyright © 2025 Teklif Dergisi | Tüm hakları saklıdır.