Mecmeu’s–sulûk isimli eserde geçtiği üzere, fıkıh usûlü ve fıkıh ilimleri, dirâyet ilmi olarak da adlandırılır. Fıkıh usûlünün iki tarifi vardır: Birincisi [usûl kelimesi ile fıkıh kelimeleri arasında gerçekleşen], izâfet açısından;
Sözlükte, kendisine bir başka şeyin dayandığı şey mânâsına gelir. Başka bir şeyin kendisi üzerine bina edilmesi açısından bu adı almıştır. “Başka bir şeyin kendisi üzerine bina edilmesi açısından” şeklindeki bu
İmam Râzî et-Tefsîrü’l-kebîr’de yüce Allah’ın “De ki: Ruh, Rabbimin bir işidir” sözünün tefsirinde şöyle demiştir: Bil ki zarûrî bilgi, işte burada, insanın “ben” sözüyle işâret ettiği bir şeyin bulunmasıyla meydana
İnsan aklı bilgisinin bir türünde kendine mahsus bir kaderle karşı karşıyadır: Öyle sorular ona musallat
Batı düşüncesi ve kritik denildiğinde akla Aydınlanma gelir. Aydınlanma’yı doğuran süreç (Reform–Rönesans) bir kriz, Aydınlanma
Matrix (1999) filminde dikkat çekici bir sahne vardır. Neo, Matrix’ten kurtarılıp ömrü boyunca hapsolduğu kapsülden
Hakikate Karşı Tutumlar Hakikat kelimesi iki yönlü kullanılır: Bir yandan “doğru”ya işaret eder, diğer yandan
Bilindiği üzere izâfiyetçilik, lehine, aleyhine ya da uzlaştırıcı bir söylem pratiği ekseninde ortaya konulan argümanlar
Düşünce tarihi, gerçek ile hakikat arasındaki yarıkları aşma gayretiyle anlaşılabilir. Doğu dinleri, yarığı spritüal aşkınlıkla
Copyright © 2025 Teklif Dergisi | Tüm hakları saklıdır.