Batı düşüncesi ve kritik denildiğinde akla Aydınlanma gelir. Aydınlanma’yı doğuran süreç (Reform–Rönesans) bir kriz, Aydınlanma ise kritik olarak değerlendirilir. Eleştirinin dinî ve politik otoriteden ayrışma süreci de diyebileceğimiz Aydınlanma süreci,
Güzelliğin on pare etmez bu bendeki aşk olmasa… —Âşık Veysel Larry Shiner, 2001 yılında yayımladığı Sanatın İcadı isimli eserinde sanat kavramının modern anlamda bir icat olduğunu savunur ve bu
Modern sanatın yeni bir maneviyat, yeni bir metafizik hatta yeni bir din olarak Aydınlanma süreci sonrasına etki etmesi, modern sanatın dışında başka sanatların imkânını da gündeme getirir. Malum olduğu üzere
Hocam hoş geldiniz. Bugün imkânımız nispetinde sanat ile ilgili söyleşelim istiyorum. Siz uzun yıllardan beri bu konu ile ilgili düşünüyor ve yazıyorsunuz. İslam Estetiği isimli kitabınız var. Titus Burckhardt’ın İslam
“Geçmişi kenara atmakla insan geleceğe olan inancını kaybetmiştir…” “Din artık halkın afyonu değil afyon (kumar, haşhaş, esrar, LSD) hızla halkın dini hâline geliyor…” —Lewis Mumford Teknik–insan ilişkisi, tarihin
Yalçın Koç, çağdaş İslam düşüncesinin kendine özgü dili ve şeması olan önemli bir düşünürüdür. Anadolu Mayası eseriyle düşüncesinin zeminini temellendiren Koç, onun uzantısı olarak niteleyebileceğimiz eserleriyle aslında yeni bir dil,
Giorgio Agamben, modern düşüncenin arkeolojisini yapan istisna hali ve kutsal insan gibi anlama ve anlatma biçimleriyle tanınan bir düşünürdür. İtalyan olmasının düşünme biçiminin üzerinde belirleyici olduğu muhakkak. Bilhassa egemenlik, siyasal
Amelin fert ve toplum açısından mahiyeti İslam tarihinin kadim tartışmalarındandır. İslam düşüncesinde ana mezhep ve meşreplerin oluşmasındaki belirleyiciliği bilinmektedir. Amelin imandan bir cüz olup olmadığı meselesi, amel–niyet ilişkisi, büyük günah
Aydınlanma düşüncesi, sırf felsefî bir süreç değildir. Belki de felsefî süreç daha çok, varolagelen pratiğin sonucu olarak ortaya çıkar. Aydınlanma düşüncesi ve süreci eğer bir kavrama indirgenecekse bu rasyonelleşme olarak
Dursun Çiçek: Deniz Kurtyılmaz, modern felsefî düşünceyi daha çok ütopyalar bağlamında ele alan, konuşan, düşünen, yazan bir akademisyen olarak tanınıyor. Akademik hayatına sinema üzerine yaptığı çalışmalarla devam eden Kurtyılmaz’ın sinema
İnsan aklı bilgisinin bir türünde kendine mahsus bir kaderle karşı karşıyadır: Öyle sorular ona musallat
Batı düşüncesi ve kritik denildiğinde akla Aydınlanma gelir. Aydınlanma’yı doğuran süreç (Reform–Rönesans) bir kriz, Aydınlanma
Matrix (1999) filminde dikkat çekici bir sahne vardır. Neo, Matrix’ten kurtarılıp ömrü boyunca hapsolduğu kapsülden
Hakikate Karşı Tutumlar Hakikat kelimesi iki yönlü kullanılır: Bir yandan “doğru”ya işaret eder, diğer yandan
Bilindiği üzere izâfiyetçilik, lehine, aleyhine ya da uzlaştırıcı bir söylem pratiği ekseninde ortaya konulan argümanlar
Düşünce tarihi, gerçek ile hakikat arasındaki yarıkları aşma gayretiyle anlaşılabilir. Doğu dinleri, yarığı spritüal aşkınlıkla
Copyright © 2025 Teklif Dergisi | Tüm hakları saklıdır.