Gelenekselci Okulun Medeniyet Anlayışına Dair Notlar
Birçok eserinde modern Batı medeniyetini bir anomali olarak tanımlayan Guénon, İlâhî Şehir başlıklı makalesinin sonunda çok daha dakik bir izah verir: “Modern dünyada “medeniyet” olarak söz edilen ve kelimenin tam anlamıyla “gerçek medeniyet” olarak telakki edilen her şeyin, hakiki medeniyetin ancak birer karikatürü mahiyetinde olduğunu söylemek kafidir ve bu şeyler çoğu zaman medeniyetin tam karşıtı […]
“Uygarlık” Kelimesinin “A”sı Nereden Geliyor?
“Uygar. sıf. Nasıl türetildiği belli değildir; bâzı dilcilere göre kelime, ilk yerleşik medeniyeti kuran Uygur Türkleri’nin adından gelmiş olabilir, ancak u>a değişikliği açıklanamamaktadır)”1 “Uzun zaman önce, J. Derrida’yla bir akşam yemeği yedim; annesi de oradaydı… Fransa’daki en büyük sözlüklerden biri yeni çıkmış ve “a” ile olan différance da eklenmişti. O günkü yemekte Derrida’ya ’sözlüğe “a” […]
Değişmek ve Kendi Kalmak Geriliminde İslamcıların Teceddüd ve Temeddün Anlayışları
Bilindiği gibi erken dönem modernleşme teorileri, dinin hükmünü tamamladığı varsayımıyla dinin yerine işlevsel aklı ve bilimi konuşlandırmayı hedeflemişti. Bu yaklaşımın temelinde, geçmişin reddi ve akıl ile bilime dayalı yeniliklerin övgüsü yatmaktadır. İnsanlığın zamanla daha iyiye ve daha mükemmele gitmekte olduğu inancına dayanan ilerleme düşüncesi, başlangıçta insanın ahlâkî bakımdan mükemmel hale gelebileceğine dair bir inanç ve […]
Batı Medeniyetinin İç Eleştirisi
“İnsanlar hep başkalarına karşı savundu kendini. Durmadan doğaya karşı güç kullandı. Sonuç: Güce, şiddete, korkuya ve bağımlılığa dayanan bir uygarlıktan başka bir şey değil. Teknik ilerleme dediğimiz şeyin bize getirdiği tek şey konfor oldu. Bir tür hayat standardı. Ve bir de gücü korumak için gereken şiddet araçları. Vahşiler gibiyiz, mikroskobu cop gibi kullanıyoruz. Hayır, yanlış. […]
Medeniyetin Medinesi Neresi? The Secular City
Medeniyet kelimesi ilk kulağa çalınışta, eğer İslam düşüncesine ve tarihine biraz âşinalık var ise yabancı ellerden bir tını gibi gelmez. Zihne ilk çağrılan Medine’dir, sonra da Medinetu’l–Fâzıla. Medenileşme mânâsına temeddün de bilenler için İbn Haldun’un Mukaddimesi’ne umrâna gönderme gibi gözükür. İlim malûma tâbi ise, bir Müslüman Osmanlı âliminin Frenk lisanındaki civilisation kelimesini gördüğünde ve onun […]
Medeniyet Kavramının Serencamı
Medeniyet, XVIII. yüzyılın ortalarından itibaren günümüze kadar sürekli gündemde olan bir kavramdır. “Medeniyet”, aynı zamanda bir Aydınlanma çağı kavramıdır ve sınıf mücadelesine dair bazı vurguları içinde taşır. “Medeniyet” kavramı, ikili bir hissiyatın kesişim noktasında ortaya çıkmıştır. Bir taraftan bir sınıfın kendi özelliklerini belirgin kılmaya, kendi hususiyetlerini vurgulamaya çalıştıkları bir kavramken; diğer taraftan XVIII. asrın Fransız […]
Dünya Tarihi İçinde Temeddün
Dünya tarihçilerinin gündemini meşgul eden en önemli meselelerden birisi de insan topluluklarının avcı–toplayıcı göçebe bir hayat sürerken neden ve nasıl yerleşik hayata geçip (temeddün) bugün bizim medeniyet dediğimiz olguyu ortaya koyduklarıdır. İnsanların yerleşik hayattan beklentileri neydi? Göçebe hayattan farklı olarak yerleşik hayatta neyi elde ettiler? Bu ve benzeri sorulara cevap ararken dünya tarihçileri –elbette bazı […]
Medeniyetin “Tarih Öncesi”
Her dini geleneğin bir tarih tasarımı bulunmaktadır. Kuşkusuz bu tasarımlar, ortaya çıktıkları çağın anlayışlarından önemli oranda etkilenirler. Müslüman tarihçiler de Kur’ân–ı Kerîm ve hadislerde verilen tarihi bilgileri merkeze alarak bir tarih kurgulamışlardır. Ancak hemen belirtilmelidir ki Kur’ân–ı Kerîm bir tarih kitabı olmadığı için kronolojik anlatılara pek yer vermez ve Eski Ahit gibi kronolojik bir tarih […]
Mükellefiyet, Ümmet ve Medeniyet
Son birkaç yüzyıl boyunca çok az kelime medeniyet kadar farklı kullanımlara, farklı anlamlara, hayranlık ve düşmanlık arasında gidip gelen farklı duygulara konu olmuştur. Bunun bir sebebi “medeniyet”in tarihsel süreç içerisinde farklı anlamları ifade eden eşadlı bir sözcük hüviyeti kazanması ve aynı sözcükle bazen birkaç farklı anlama işaret edilebilmesidir. Bu minvalde Mehmet Âkif için “medeniyet dediğin […]
Medeniyet Krizini Aşmak
Favorilere Ekle 1. Nerden başlayacağımıza, “bulunduğumuz yerden” cevabını verince nerede bulunduğumuzu belirlemek, sorunları tespit ederken de çözüm ararken de ön şart haline gelmektedir. Diğer taraftan muktezayı hale muvafık olmak, anlamlı sözün ön şartı olduğu için, hali kavramak, anlamlı bir söz söylemenin de ön şartı olmaktadır. Demek oluyor ki esas sorun, nasıl bir dünyada yaşadığımızla alakalı […]