Medeniyetin “Tarih Öncesi”

Bilal Toprak

Bilal Toprak



Her dini geleneğin bir tarih tasarımı bulunmaktadır. Kuşkusuz bu tasarımlar, ortaya çıktıkları çağın anlayışlarından önemli oranda etkilenirler. Müslüman tarihçiler de Kur’ân–ı Kerîm ve hadislerde verilen tarihi bilgileri merkeze alarak bir tarih kurgulamışlardır. Ancak hemen belirtilmelidir ki Kur’ân–ı Kerîm bir tarih kitabı olmadığı için kronolojik anlatılara pek yer vermez ve Eski Ahit gibi kronolojik bir tarih sunma kaygısı da taşımaz. Kur’ân–ı Kerîm, ilk insan toplulukları hakkında bilgi kaynağı değildir. Zira Kur’ân–ı Kerîm, tarihi ve tarihsel olayları mesaj ve ibret vasıtası olarak görmektedir. Bu sebeple çoğu zaman belirgin kişi ve yer adlarını bile anmadan sinematografik açıdan bir sahneyi sunar, mesajını verir ve başka bir sahneye ve duruma hızlıca geçiş yapar. Bu nedenle İslam havzasında ortaya çıkan eserlerde özellikle insanlığın erken dönemleri ve Kur’ân–ı Kerîm’da belirtilmeyen ayrıntılar, genellikle Yahudi kutsal metinlerinden aktarılmıştır. Fakat 19. yüzyılda jeoloji ve arkeoloji alanında yaşanan gelişmeler, kutsal metinlerdeki anlatılara ve aktarılan kimi olaylara şüpheyle yaklaşılmasına sebep olmuştur. Nitekim Eski Ahit’te Hz. Adem’den itibaren verilen soy ve yaş bilgisi merkeze alınarak Yahudi ve Hıristiyan âlimler tarafından insanlığın yaşı ile ilgili çeşitli tarihler öne sürülmüştür. Buna göre ilk insan 5–6 bin yıl önce yaratılmış olmalıydı. Yahudi Rabbinik gelenek yaratılış tarihi olarak MÖ 3700, Papa VIII. Clement MÖ 5199, Başpiskopos James Ussher ise MÖ 4004 tarihini işaret ediyordu. Dolayısıyla sonradan kaleme alınan eserler, erken döneme ilişkin bilgileri genellikle Eski Ahit’ten ve dönemin genel anlayışından hareketle işlemişlerdir.

Medeniyet tarihi kaynaklarında insanlığın erken dönemleri genellikle birkaç satır ya da sayfayla geçiştirilirdi. Çünkü o döneme ait bilgiler oldukça sınırlıydı. Dini metinlere göre Hz. Âdem topraktan yaratılmış, Allah ona ruhundan üflemiş; böylece o bilinçli ve dolayısıyla sorumlu bir varlık olarak yeryüzüne inmişti. Ona isimlendirme, âlet yapma, bunu işlevsel kılma ve ilişkilendirme yetisi verilmişti. Peki bu durumda Hz. Adem ve ilk insanların yaşamı nasıldı? Söz gelimi maden işlemesini biliyorlar mıydı yoksa uzunca bir süre tek ham madde taş mıydı?




Makalenin devamını okumak için Abone Olun