Bilginin Mahiyeti (Şerhu’l–Mevâkıf’tan)
Birinci Maksat: Bilgi [nin Mahiyeti] Bilgide bilen ile bilinen arasında bir izâfet yani özel bir nispet bulunmalıdır ki bu nispet sayesinde bilen, o bilineni bilen olur ve bilinen de o bilenin bilineni olur. Sözünü ettiğimiz bu izafet ve nispet, biz Eş‘arîlerin taalluk adını verdiğimiz şeydir. Taalluk denilen bu şey, herhangi bir şeyin diğerini bilen olmasında […]
Bağlantı ile İlişki Arasında ‘Bilgi’nin Zemini Nedir?
Daha önceki Teklif sayılarındaki yazılarımızda vurguladığımız gibi insan, Aslî Fâil’in var–kılma etkinliğinin bir uzantısı ve var–olanlar kümesinin bir üyesidir ki, bu durumu varlık bağı olarak adlandırmıştık. Ancak insan bir kez var–olduktan sonra, tüm bir var–kılma etkinliği ile var–olanları, daha genel bir deyişle; tüm gerçeklik kürelerini, idrâk eyleminin bir uzantısına dönüştürür ki bu durumu da bilgi […]
Zihin ve Gerçeklik: Ortak İşleyiş, Kökensel Birleşim
Zihin ve gerçeklik meselesiyle ilgili tartışmaların çerçevesini, on sekizinci yüzyıldan itibaren, ikisi epistemolojik biri ontolojik üç varsayım belirler hale gelmiştir. Epistemolojik iddialardan ilki David Hume’a aittir. Tümevarım problemi olarak da bilinen bu iddia, şeylerin gelecekte de şimdi benim algıladığım gibi olmaya devam edeceği yönündeki bir beklentinin akıldışı olduğunu vurgular: Şu an yediğim ekmeğin beni doyurduğunu […]
Arı Usun Eleştirisi’nden
Herhangi bir yolda etkileniyor olduğu sürece anımızın alıcılığını, tasarımlar alma yetisini duyarlık olarak adlandırırsak, o zaman buna karşı tasarımları kendisinin üretme yetisi, bilginin kendiliğindenliği ise anlaktır. Öyle bir doğamız vardır ki, sezgi hiçbir zaman duyusal olmaktan başka türlü olamaz, e.d. yalnızca nesneler tarafından etkileniş kipimizi kapsar. Buna karşı duyusal sezginin nesnesini düşünme yetisi anlaktır. Bu […]
Dinî Epistemoloji Olgusal Kanıtçılığa ve Natüralizme Karşı Başarı Sağlayabildi mi?
Epistemoloji, bilmenin imkanını ve bilme süreçlerini analiz eden; bildiğimizi düşündüğümüz şeylerin doğruluk, geçerlilik ve kullanılabilirlik statülerini belirlemeye çalışan bir zihin faaliyetidir. Bu yönüyle epistemoloji, bilme yollarına dair bilgilerdir ve bilmenin bilgisi olarak tanımlanır. Dinî epistemoloji ise çağdaş epistemolojinin bir alt dalı olarak ortaya çıkmıştır ve teistik inançların rasyonalitesini, tutarlılığını ve gerekçelendirilme yollarını aramaktadır. Bu nedenle […]
Fenomenolojik Bilgi
Bilgi, felsefenin çok erken dönemlerinde gündemine girmiştir. Ama her zaman varlığın korelasyonu olarak düşünülmüştür. Felsefe bir onto–teoloji olarak, varlığın ilk ilkelerine yönelik bir soruşturma biçiminde doğmuş, sonraları bu felsefe, ilk felsefe olarak adlandırılmıştır. Anaximandros’ta başlayan ama Ksenophanes, Herakleitos, Parmenides gibi büyük filozoflarda açık seçik hale gelen ilk felsefe, duyulur olmaktan ziyade düşünülür olanın bilgisi, böyle […]
Mümkün Âlemlerin Sultanı ve İskenderiye Deniz Feneri’ne Konan Karganın Haberi
Bir karganın şu anda dünyanın yedi harikasından biri olan –mevcut olduğu varsayılırsa– İskenderiye Deniz Feneri’ne konup konmadığını nasıl bilebiliriz? Aklın bu konuda söyleyebileceği bir şey yoktur. Çünkü bir karganın fener üzerine şu anda konduğunu da konmadığını da varsaymakta bir çelişki yoktur. Akıl ise çelişkinin bir tarafını kesinleştirmekte mâhirdir. İskenderiye’de olmadığımıza göre duyularımızın da bu konuda […]
Nesnevî Bilgi
Kavramlar zihnin parmak uçlarıdır. İnsan, bir şeyi kavram aracılığıyla tuttuğunda bilir ya da bildiğini zanneder. Zihin, kavram ile bazen kendi içini keşfederken kimi zaman da kendi dışına (harice, dünyaya) dokunur. Filozoflar zihindeki kavramlara, zihnin bir şeye yönelmesi anlamında ‘nefsin teveccühü’ veya yönelimsellik derler. Diğer bir ifadeyle zihnimizdeki bilgiler, zihnin işaret parmakları; bu bilgilerin yakaladığı içerikler […]
Gerekçelendirilmiş Doğru İnanç Bilgi midir?
Son yıllarda bir kişinin bir önermeyi bilmesinin gerekli ve yeterli koşullarını ifade etmek için çeşitli denemelerde bulunuldu. Bu denemeler, genellikle aşağıdaki biçime benzer şekilde ifade edilebilecek türde oldular: (a)S, P’yi biliyor ancak ve ancak (I)P doğrudur (II)S, P’ye inanıyor, ve (III)S’nin P’ ye inanması için gerekçesi vardır. Örneğin, Chisholm aşağıdakilerin bilginin gerekli ve yeterli koşullarını […]
Bâtınilik ve Akademi Batı Kültürünün Reddedilmiş Bilgisi Kitabı Üzerine
1 Aydınlanma düşüncesinin tarihi, modern Batı düşüncesi açısından aynı zamanda ilerlemenin, çağdaşlaşmanın, sekülerleşmenin, özneleşmenin de tarihidir. Bununla birlikte Aydınlanma tarihi, ilkelin, geri(ci)liğin, çağdışının, fosil olanın, tarihin dışına atılanın, ötekinin de tarihidir. Protestanlaşma–Aydınlanma sürecinde oluşan modern metafizikle beraber sadece yeni bir bilim, yeni bir din, yeni bir ahlâk, yeni bir Tanrı anlayışı değil aynı zamanda yeni […]