Bu dünyadaki ve öte dünyadaki mutluluğunun Tanrı’nın rızasını elde etmekten geçtiğine inanan Müslüman bireyin, her türlü yapıp etmelerinin inandığı Tanrı’nın rızasına uygunluğunu sağlama yönünde bir arayış ve çaba içinde olması
Yaklaşık yüz yıldır özellikle İslamcı/muhafazakâr olarak nitelendirilebilecek aydınların birçoğu, İslam’ın bir siyasal model önerdiği –yanlış– kabulünden hareketle, bu modelin ne olduğu veya ne olmadığı üzerinde durdular. Aralarında mesela “demokrasi”yi İslam’a
Mecmeu’s–sulûk isimli eserde geçtiği üzere, fıkıh usûlü ve fıkıh ilimleri, dirâyet ilmi olarak da adlandırılır.
Sözlükte, kendisine bir başka şeyin dayandığı şey mânâsına gelir. Başka bir şeyin kendisi üzerine bina
Miladi 19. yüzyıl, yarım kalmış ihya teşebbüsleriyle doludur; bir seyl-i huruşan gibi gelen Batı istilası
el–Munkız, Gazzâlî’nin hem kendi hakikat arayışını, krizini ve hakikate ulaşma sürecini özetlediği hem de yaşadığı
“Bir yöntem olarak Kilise”nin, 14. ve 15. yüzyıllarda vuku bulan nedenlerle çökmesi ertesinde Batı Avrupa’da
Copyright © 2023 Teklif Dergisi | Tüm hakları saklıdır.