Yükseköğretimde Dönüşüm
1. Yükseköğretimin ve genel olarak eğitimin kendi başına varlığından söz etmekten ziyade bağlamı içerisinde ele almak, bir başka ifadeyle hangi medeniyetin dünyasında ve hangi toplumun şartları içerisinde var olduğundan, orada sahip olduğu anlamdan ve ne tür bir işlev gördüğünden bahsetmek daha uygundur. Bunun yanı sıra ne tür bir dünya görüşüne dayalı bir bilgi ve ilim […]
Üniversite Sorunu: Varlık, Bilgi, Bilim
1. Türkiye ve İslam dünyası bir buçuk asırlık bir süredir yaşadığı olağanüstü şartları aşarak normalleşmenin yollarını ararken, bu arayışta kendisine bilgiyle refakat edecek en önemli kurum/müessese üniversite olmak durumunda. Üniversite normalleşmeyi hem hazırlama hem planlama hem de icra sürecinde, sürecin hem başında hem yanı başında hem de son ucunda durmak zorundadır. Yakın bir zamana kadar […]
Türkiye’de İlahiyatların ve İlahiyatçılığın Sorunları
19. yüzyılın başından itibaren Batı’da o zamana dek geliştirilmiş ve halen de gelişmeye devam eden yeni bilimin ve bu bilimi taşıyan kurumsal yapıların aktarılması, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte diğer alanlarda olduğu gibi yükseköğretim alanında da çok önemli sonuçlar doğurmuştur. İlk olarak askerî ve teknik alanda başlayan, ardından diğer alanlara sirayet eden kurumsal dönüşümler, klasik dönemde yüksek […]
Akademisyen: Bir Yer Bildirimi
Akademisyen ifadesi modern bilgi dünyasının en itibarlı kavramları arasında yer alır. Yeni bir tarihselliğin ürünü olarak akademisyenin varlık beyanı onu modern dünyanın aktüel bir parçası olarak değerlendirmemize fırsat verir. İnsanlığın bilgiyle kurduğu irtibatı kadim bir geçmişe sahip olsa da akademisyenin bu şecereyle ilişkilendirilmesi pek de kolay olmamıştır. Bu bağlamda o, geleneksel statüleriyle geçmişten bugüne süreklilik […]
Yükseköğretimde Nitelik Arayışına Dair Bazı Teklifler
Zaruri bir Tanzimat tasavvuru olan Batılı tarz yükseköğretim, inişli çıkışlı engebeli yolunda farklı kanatlardan yediği darbelerle modern devletin terbiye edilmiş has/operasyonel bir kurumu (evladı) olarak varlığını sürdürmektedir. Darülfünûn’un devlete “münevver bendegân yetiştirmek” gayesiyle, 1845’te planlanmasından, 1863’te büyük heyecan içinde halka açık ilk popüler derslerin verilmesiyle başlayan süreci ve ardı sıra yaşanan talihsiz gelişmeler, bir bakıma […]
Akademi Dışında Alternatif Akademinin Muhasebesi
Türkiye’de üniversite, modernleşmenin önemli taşıyıcılarından biri olarak kabul edilebilir. On dokuzuncu yüzyılda kurulan yüksekokullar, Türkiye’nin değişimine yön veren kadroları yetiştirdiler. Bu okullardan mezun olanlar Osmanlı’dan Cumhuriyet’e doğru devam eden süreklilikte aktör olmuş insanlardı. Uzun yıllar bu okullardan mezun olan insanların çok nitelikli eğitim aldıkları ve kendilerini iyi yetiştirdikleri vurgulanmıştır. Sadece yüksekokullardan değil, rüştiye ve idadilerden […]
Eğitim ve Öğretim: İnsan Olmak ve İnsan Kalmak İçin
İnsan, tabiatın üzerinde kurulu hayatın içine doğar ama tarihte yaşar. Bu nedenle bio–psişik bir var–olandır; bio, maddî; psişik ise manevî yönüne delalet eder; her iki yön, arada bir tire (–) olmaksızın yani biopsişik olacak şekilde tarihte kaynaşır. Bu yapısı nedeniyle insan, yaşamını hem maddî hem de manevî, her iki yönünü koruyacak, gerçekleştirecek, geliştirecek ve tamamlayacak […]
“1933’te neler oldu?”
“Hitler hadisesi neticesinde –bu ecnebi zat [H. Reichenbach] 1933’te … üniversiteden çıkarılan muhterem Türk mütefekkiri A. Naim’in yerine geçmek üzere– İstanbul’a gelerek, keza nasılsa ele geçirdiği bir selahiyet ile yegane bir Türk üniversitesinin yegane Edebiyat Fakültesi’nde böyle bir ihraç ameliyesine keyfî ve şahsî olarak tevessül etmesi ve bunu ilmî felsefe namına yapması garip ve acayip […]
Üniversite, Zihinsel Parçalanma ve Lakaytlık
Bugün özel olarak Türkiye’deki, genel olarak İslam dünyasındaki yükseköğretim kurumlarında üretilen bilgi birikiminin İslam düşünce geleneğinin mi yoksa Batı düşünce geleneğinin mi bir devamı olduğu sorusu, Müslümanlar için hayati bir sorudur. Bu soruyu tahfif edici bir göz, bilimsel bilginin evrenselliğinden ve objektifliğinden söz ederek bilgi üretimini bir gelenekle ilişkilendirmeyi bizzat bilimsel bilgi nosyonuna aykırı bulabilir. […]
Yapay Zekâ Zehravî’yi Bilir mi?
I. Günümüzde neden psikolojinin ya da psikiyatrinin tarihsel kökenlerini 1205’te yapılan, Gevher Nesibe Darüşşifası ve Tıp Merkezi’ne dayandır(a)mıyoruz? Ya da uzay bilim çalışmalarını Kutbuddin eş–Şirazi’den (1236–1311) başlayarak gerçekleştir(e)miyoruz? Sosyal bilim müfredatımızı Fârâbî, İbn Haldun gibi düşünürlerle, tıp geleneğimizi Ebul Kasım ez–Zehravî (930–1013) ile, antropoloji ve tarih çalışmalarını Bîrûnî (973–1048) ile birlikte oluşturamıyoruz? Bu türden sorunları […]