“1933’te neler oldu?”

Recep Alpyağıl

Recep Alpyağıl



“Hitler hadisesi neticesinde –bu ecnebi zat [H. Reichenbach] 1933’te … üniversiteden çıkarılan muhterem Türk mütefekkiri A. Naim’in yerine geçmek üzere– İstanbul’a gelerek, keza nasılsa ele geçirdiği bir selahiyet ile yegane bir Türk üniversitesinin yegane Edebiyat Fakültesi’nde böyle bir ihraç ameliyesine keyfî ve şahsî olarak tevessül etmesi ve bunu ilmî felsefe namına yapması garip ve acayip değil midir? Bu ihraç ameliyesi üniversite dâhil ve haricinde kimsenin farkında olmadığı bir emri vaki halinde hâlâ devam etmekte olup … felsefe şubesinin yapısını altüst etmiştir.”

—Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu1

“1933’te neler oldu?” başlığı, M. Heidegger okurlarının gayet iyi bildiği üzere, onunla yapılan meşhur söyleşinin Türkçe çevirisine ait.2 Ölümünden sonra yayınlanması koşuluyla, Der Spiegel dergisi Heidegger ile bir söyleşi gerçekleştirir (23 Eylül 1966). Nitekim onun vefatını müteakip bu söyleşi, aynı derginin 31 Mayıs 1976 tarihli sayısında şu başlıkla yer almıştır: “Nur noch ein Gott kann uns retten [Ancak Allah bizi kurtarabilir]”.3

Bu söyleşinin yapılma nedeni, 1933 yılında, Nazi iktidarı sırasında Heidegger’in Freiburg Üniversitesi rektörlüğüne getirilmesi ve sonrasında yaptıklarıdır. Onun bu süreçteki icraatları, eserleri üzerinde silinemeyen bir leke gibidir. Doğrudan doğruya felsefe ve politika ile felsefe ve akademik kuruluş arasındaki ilişkileri gündeme getirir. Heidegger daha hayatta iken, bir tür hesaplaşma kabilinden bu söyleşiyi yapmak istemiş görünür. Fakat biz, bu meselenin onunla ilgili olan cihetine girmeyeceğiz. Konu hakkında –Türkçe de dâhil olmak üzere– fazlasıyla yazı bulmak mümkündür.4

Biz, Türkiye’deki 1933’te neler olduğuna dikkat çekeceğiz: 1933 Nazi Almanya’sı ile kesişen akademik trajedilere, Üniversite reformuna, felsefeden tasfiye edilenlere, neo–felsefeci Hans Reichenbach’a ve Türkçe felsefenin yeni manzarasına “Allah Dethroned”…




Makalenin devamını okumak için Abone Olun