Bîrûnî’nin Müslüman Bir Dinler Tarihçisi Olarak Portresi

Uluslararası akademyada “İslam âleminin yetiştirdiği en büyük bilgin”, “tüm zamanların en büyük âlimlerinden biri”, “evrensel deha” şeklinde nitelenen Ebu Reyhan el–Bîrûnî, 973 (h. 362) yılında Harizm’de (Özbekistan) doğmuş; tahminen, son kitabını yazdığı 1050 (h. 442) yılından kısa bir süre sonra Gazne’de (Afganistan) vefat etmiştir. Harizm’in merkezinde doğmuş olmasına rağmen, muhtemelen köken olarak merkez dışından gelmesi […]

Bir Araç mı Referans mı? Osmanlı Son Döneminde Tarihe Bakış

Tanzimat sonrasındaki süreçte Modern dünyanın/Batı’nın felsefe–bilimden modaya, müzikten yazım türlerine kadar izlerini takip eden entelektüel zümrenin tarihle olan ilişkisi de alımladıkları kavram şeması ve bunlara yer açıp ikâme etmek için terk ettikleri terimlerle birlikte daha iyi anlaşılabilir. Bu dönemdeki düşünürlerin Hegel’den mülhem “düşünülmüş olan üzerinde düşünerek” filozofça bir tavır benimsemekten çok, adeta “zaten düşünülmüş üzerinde […]

Osmanlı Klasik Döneminde Tarih Tasavvuru

Osmanlı klasik dönemi denilince genelde Kanûnî döneminin sonuna kadar olan dönem anlaşılmaktadır. Bu yaklaşım siyasî tarih açısından bakıldığında mâkûl olmakla birlikte klasik döneme farklı yaklaşımlar da söz konusudur. Ahmet Hamdi Tanpınar, Sultan IV. Mehmed (1648–1687) devrini “tam klasik devrimiz” olarak görmektedir.1 Hatice Turhan Sultan’ın, Köprülü Mehmed Paşa’nın ve Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşa’nın etkin olduğu bu […]

Felsefe Tarihi ve Özgünlük Sorunu

Birbirini tekrar eden çalışmaların sayısından şikayet eden ve entelektüel özgünlüğü savunan söylem giderek yaygınlaşmaktadır. Bazılarına göre düşünce tarihi çalışmaları kesinlikle vazgeçilmezdir, ancak yetersizdir; zira özellikle çok çalışılmış eserler söz konusu olduğunda bazen bunlar fazla betimleyici olabilmektedir. Diğerlerine göre ise özgünlük, geçmiş düşüncelerin incelenmesinden radikal bir kopuş gerektirir. Yeni fikirler keşfetmek için mutlaka yeni yazarların incelenmesi […]

Dinî Söylemde Tarih

Din ile tarih arasında karşılıklı bir ilişki dikkati çeker. Tarih, bir yandan tarihi, dinî tecrübenin gerçekleştiği, yaşandığı, kutsalın kendisini ifade ederek tezahür ettiği bir süreç olarak ön plana çıkarken bir yandan da dinin hakikat mesajının kendisine kazandırdığı anlamla kutsallaşır. Bu doğrultuda üstün güç tasavvuruyla birlikte dinî tecrübenin temelinde yer alan kutsal, hem tarihte tezahür eden […]

Tarih ve Temeddünü Nübüvvetin Delili Olarak Okumak İlerlemeci Tarih Anlayışına Farklı Bir Bakış

“İnsan ölümlüdür önermesi peygamberce bildirilince öğrenilir.”  —İmam Mâtürîdî   “Bir’i bir bilir.”  —Sadreddin Konevî   Temeddün, Şehir, Tarih ve Peygamber Şehir ile insan bilhassa da Peygamber ilişkisi hiçbir yerde büyük metafizikçi Sadreddin Konevî’nin bir rüyasında dile getirdiği cümleler kadar etkili bir şekilde anlatılmış olamaz.  Onun anlattığı ilişki bir şehrin yıkılışı ile Hz. Peygamber’in ölümü arasında […]

İnsanlık Tarihini Peygamberler Tarihi Olarak Tasavvur Etmek

Kur’ân–ı Kerîm’de tarih tasavvuru, insan(lığ)ın nasıl var olduğu, ne hâlde olduğu ve gelecekte nerede olacağı şeklinde üç tarihi hal üzerinden açıklanmıştır. İnsanlık için bu üç tarihi hal, “Nereden geldik?”, “Neredeyiz?” ve “Nereye gidiyoruz?” sorularına verilen cevaplar etrafında izah edilmiştir. Kur’ân–ı Kerîm bunlardan birincisine yaratılış (Hz. Âdem’in ve Hz. Havva’nın cennette yaratılışı), ikincisine yakın tarih (dünya […]

Seçilenlerin Tarihi Sömürülenlerin Antropolojisi

“Ademle Havva’nın Cennet’te öncesiz sonrasızcamışcasına mutlu bir hayatı yaşadıkları zaman gibiydi hayatımız Batının soluğu bize gelmeden önce. Bu soluk bize ne zaman geldi? Bu soluk geldiği için mi değişmeye başladı yüzümüz? Bozuldu ve bir maskeye dönüştü. Dağlarda bilinmeyen bir bitkiyi yiyip de ondan gizli ve sürekli zehirlenmeyle yüzünün biçimini ve yaşamasının anlamını yitiren bir varlığa […]

Dünya Tarihi Ne İşe Yarar?

Dünya tarihini kim yazar, neden yazar veya dünya tarihi yazmak ne işe yarar? Dünya tarihi okuyan bir kişi ne tür bilgilere ulaşır?.. Bu soruları çoğaltabiliriz. Ancak en önemli soru, bir dünya tarihi metninin herhangi bir tarih metninden ne tür farklılıkları olduğuyla ilgilidir. Yani bir okur dünya tarihinden nasıl faydalanabilir veya o metin kişinin ne işine […]

Tarihsel Değişim Tarihselciliğe Düşmeden Nasıl Anlamlandırılabilir?

“Değişmeyen tek şey değişimdir” mottosunun hemen her ortamda bir dirençle karşılaşmaksızın rahatça ifade edilebildiği tarihsel bir dönemde Müslüman olmak, naslara dayalı, bu itibarla da değişmeyen bazı hükümleri hayatın merkezine yerleştirmekle kâimdir. Dolayısıyla toplumsal değişim nasıl bir seyir izlerse izlesin Müslümanlar her yerde ve her zamanda uymakla mükellef oldukları bazı hükümler bulunduğu fikri üzerinden kendilerini var […]