Fiziksel Gerçekliğin Bütüncül İzahı İçin Bir Ön Teklif: Fazlalıkçı Zuhûr Teorisi

İbrahim Halil Üçer

İbrahim Halil Üçer



İlâhî iradenin fiziksel evrendeki eserleri her yerde ve her şeyde görülür. Varlık anlamının kendisini gösterdiği her birlik ve bütünlük anı, yaratıcı faaliyetin indirgenemez izini taşır. Bu izlerin kendisini gösterme biçimi fazlalıklar şeklindedir. Burada fazlalık (=ziyâde) tabirini Helenistik indirgemeciliğe karşı İbn Sînâ’nın geliştirdiği ve bütünün daima parçalarından fazla, fazla olanın da kendisinden oluştuğu şeylerden farklı olduğunu vurgulayan fiziksel teorisinden ödünç alıyorum. Buna göre fazlalıklar belli fiziksel bileşenlerin birleşimiyle meydana gelen nesneleri bileşenlere indirgeyerek tüketici bir şekilde izah edip edemeyeceğimiz sorusuyla ilişkilidir. Sözgelimi tuza ait tuzluluk niteliğinin, tuzu oluşturan sodyum ve klorür parçalarına ait olmadığı halde tuzda nasıl ortaya çıktığı; kalp hücrelerinin kendilerinin pompalama özelliğine sahip olmadığı halde kalbin nasıl pompalama özelliğine sahip olduğu; özetle bir yığından ibaret olmayan bütünleşik fiziksel yapılar ve organizmaların onları oluşturan alt–sistemlere dayandıkları halde nasıl olup da o alt–sistemlerde bulunmayan özellikler sergilediği sorusu bizi bir–leşimle oluşan bütünleşik yapılarda bu özelliklerin nasıl meydana geldiği problemiyle yüz yüze getirir. Problem aslında A. Eddington’ın iki masa istiaresinde işaret ettiği sorunla yakından ilişkilidir. Sağduyu seviyesinde gözlemlediğimiz masa yer kaplayan, sabit, renkli, katı bir şeydir. Buna mukabil masaya biraz daha yakından baktığımızda onu oluşturan atomik alt–sistemin tanıdık masadan tümüyle farklı olduğunu görürüz; bilimsel izahın önümüze serdiği bu ikinci masa neredeyse boştur ve bu boşluğa dağılmış, büyük bir hızla hareket eden elektrik yükleri bulunmaktadır. Birinci masanın ikinci masa ile nasıl bir ilişkisi bulunur? Birinci masa ikincisiyle özdeş midir ya da tümüyle ikincisine indirgenebilir mi? İkincisi birincisini ortaya çıkarma yönünde nedensel bir yapıya sahipse, bu nedensel ilişki neticesinde birincisi nasıl ortaya çıkar? Bunlar fiziksel nesneye biraz yakından bakan bir zihnin göz ardı edemeyeceği sorulardır.




Makalenin devamını okumak için Abone Olun