Tarihin Anlamı ve Karl Löwith

Murat Şamil Şen

Murat Şamil Şen



Aristoteles, şiirin dahi tarihe göre daha felsefî olduğunu söylerdi çünkü ilki, nispeten bir anlamda tümellerle ilgiliyken; ikincisi, tekillerin alanıydı. Bu kanaat, Akdeniz havzasındaki düşünce ekollerinde uzun süre varlığını devam ettirmiştir. Kendi döneminin bilimsel bilgi anlayışına göre yani mantıktaki burhan kitabına göre tarihi bir bilim olarak tedvin etmeye çalışan ilk kişi, büyük ihtimalle Muhyiddîn Kâfiyecî’dir (ö.1474). Fakat tarih alanı, çağdaş dönemde felsefî düşüncenin merkezi temalarından birisi olmuş, bilhassa Alman idealist geleneğinde ve bu gelenekten etkilenen filozofların bir kısmında ise ilk felsefe haline gelmiştir. “Eğer, Heidegger’den hareketle, modernlik öncesinin temel açıklayıcı ilkesini ‘Tanrı’nın düzeni bu’ olarak tanımlayacaksak, modernliğin kendisinin bilincine vardığı 18. yüzyılın temel açıklayıcı ilkesine de ‘doğanın/aklın düzeni bu’ diyeceksek, Hegel’den itibaren 19. ve devamında 20. yüzyılın temel açıklayıcı ilkesini de ‘tarihsel olarak böyle’ olarak tarif edebiliriz.”1 Elbette tarihin, felsefî düşüncenin merkezi haline gelmesinin de bir tarihi vardır. Bu konuda yazılmış en özgün kitaplardan birisi de Karl Löwith’in Tarihte Anlam adlı eseridir. 

Löwith’e genel olarak dünya çapında tanınırlık kazandıran bu kitap, ilk olarak 1949 yılında İngilizce olarak yayınlanmıştır. Nazilerin yönettiği Almanya’dan kaçmak zorunda kalan Löwith, önce İtalya’ya, sonra Japonya’ya, en sonunda da ABD’ye gitmiş, bu kitabı da ABD’de yaşarken yayınlamıştır. Kitap, esasında İngilizce yazılmış ve daha sonra Almancaya çevrilerek basılmıştır. Metnin mütercimi, daha sonra kendisi de tarih felsefesi alanında eser verecek olan, Hanno Kesting’tir (ö.1975). Bu çeviri, yayınlanmadan önce Löwith tarafından gözden geçirilmiştir. Almanca metin ile İngilizce metin yapısı genel olarak aynıdır. Almanca baskı için yazılan kısa bir önsöz ve Bernd Lutz’un kaleme aldığı son söz haliyle İngilizce baskıda yoktur. Bir de elbette çeviri kaynaklı farklılıklar vardır. Örnek olarak orijinali Almanca olan Hermann Cohen’in kitabından yapılan alıntının, İngilizce baskıya çevrilirken “serbest çeviri” diye belirtilerek aktarılması gibi... Kitabın Türkçe tercümesi de İngilizce baskıdan Caner Turan tarafından yapılmıştır. Bu üç dildeki esas farklılık, kitabın adındadır. İngilizce baskısındaki Meaning in History başlığı, Almanca baskısında Weltgeschichte und Heilsgeschehen (Dünya Tarihi ve Felah [Kutsal Tarih]) olarak değiştirilmiştir. 




Makalenin devamını okumak için Abone Olun