Fıkıh Usûlü

Mecmeu’s–sulûk isimli eserde geçtiği üzere, fıkıh usûlü ve fıkıh ilimleri, dirâyet ilmi olarak da adlandırılır. Fıkıh usûlünün iki tarifi vardır: Birincisi [usûl kelimesi ile fıkıh kelimeleri arasında gerçekleşen], izâfet açısından; ikincisi ise lakap yani fıkıh usûlü adının belirli bir ilmin lakabı olması bakımından yapılmış tariflerdir. İzâfet açısından yapılan tarif[i anlayabilmek için], muzaf olan usûlün ve […]

Asl (الأصل)

Sözlükte, kendisine bir başka şeyin dayandığı şey mânâsına gelir. Başka bir şeyin kendisi üzerine bina edilmesi açısından bu adı almıştır. “Başka bir şeyin kendisi üzerine bina edilmesi açısından” şeklindeki bu kayıtla, mesela tevhîd ilmine [kelâm] dayanması açısından fıkhın delilleri dışarıda bırakılmıştır. Çünkü bu açıdan bakıldığında söz konusu deliller, asıl (usûl: dayanaklar) değil, fer‘ olmaktadır. Zira […]

Hamîdetü’l–Usûl Üzerine

Miladi 19. yüzyıl, yarım kalmış ihya teşebbüsleriyle doludur; bir seyl-i huruşan gibi gelen Batı istilası karşısında, kendilerini varlığı muhafaza konumunda bulan Müslümanların yapmaya çalıştıkların şeylerin en önemlisi, mevcut medeniyet birikimini ihya üzerinden, bir çıkış yolu oluşturma gayretidir. 19. yüzyılda hazırlanan ders kitapları ve zamanın icabı olarak açılan devlet okulları için hazırlanan müfredat, bu ihya sürecinin […]

Asılların Aslı’yla İrtibat ve el–Munkız Mine’d–Dalâl

el–Munkız, Gazzâlî’nin hem kendi hakikat arayışını, krizini ve hakikate ulaşma sürecini özetlediği hem de yaşadığı dönemde hakikat iddiasında bulunan ekolleri değerlendirdiği eseridir. Dolayısıyla eserin muhteva olarak iki ana kısımdan oluştuğu söylenebilir: Birincisi, şahsi bir kriz ve hakikat arayışının tasvir edildiği; ikincisi ise hakikat iddiasında bulunan kelamcılar, sûfiler, filozoflar ve bâtınîlerden ibaret dört zümrenin iddialarının değerlendirildiği […]

“Yöntem” Savaşları Hem Hakikatten Hem de Kesinlikten Önce İnsan Gelir

“Bir yöntem olarak Kilise”nin, 14. ve 15. yüzyıllarda vuku bulan nedenlerle çökmesi ertesinde Batı Avrupa’da hakikate ve bilgiye ilişkin yeni bir yöntem arayışı baş gösterdi. Pek çok yöntem teklifi arasında Tartaglia’nın ölçme ve sayma, Francis Bacon’un empirik (deneyim ve deney) içerikli tümevarım, Descartes’ın daha çok hendesî matematiği dikkate alan açık–seçik ve kesinlik odaklı yaklaşımları örnek […]

Neyi Unuttuğunu Hatırla: Kıssaya Geri Gelmek

Giriş Mevlânâ Celâleddin Rûmî, Rum elçisi ile Hazreti Ömer’in buluştuğu kıssayı anlatırken bir fâsıla verdikten sonra “Biz yine kıssaya geldik, zaten ne vakit o kıssadan çıkmıştık ki?”1 diyerek kıssaya kaldığı yerden devam eder. İlk başta Hazret’in ara verdiği kıssaya geri dönmesi olarak anlaşılmasının ötesinde, kastına erişmek mümkün müdür bilinmez ancak Mesnevî’deki mânâ derinliği bize bu […]

Tasavvufta Aslolan Nedir?

Tasavvuf düşüncesinde aslın ne anlama geldiğine dair bir soruşturma, öncelikle kavramın içeriğine dair sûfîlerin öne sürdüğü görüşlerin çeşitliliği sorunuyla yüzleşmek zorundadır. Tıpkı “tasavvuf” ya da “mârifet” kavramlarının tanımı konusunda sûfîler arasında bilimsel anlamda bir ittifak halinden söz edilememesi gibi, asıl veya asıl–fer hakkında da görüş birliği bulunmaz. Çünkü bunlar, söz gelimi “zâhir ve bâtın” kadar […]

Algoritmik/Sayılaşma Düşünme Biçiminden (Digization’dan) Sayısallaşma’ya (Digitalization’a) Usûl–Asıl–Vusûl Kopuşu

İnsanın akıl sahibi bir varlık olması, aynı zamanda onun Asıl’a (hakikate) ulaşma çabası içinde olmasına imkân tanımıştır. Asıl’a ulaşmanın imkânını veren ve yolunu gösteren de yöntem yani usûldür. Usûlsüz vusûl (varış) olmayacağının en büyük göstergesi; akla sahip bir varlık olan Hz. Adem’in aklının şeytan tarafından yanıltıldığının kıssasıdır. İnsanın ölümsüzlüğe erişmek çabası –nihayeti olmasa da–, asıl […]

Sanatta Asıl, Esas, Usûl

Senin gûşunda istidâd yok idrâkine yoksa Leb–i cüda kemâl–i sun’ı her berg–i çemen söyler —Nâbi Çark–ı devran döner Bir’in aşkına —Neşet Ertaş Varlığın ve varoluşun, eşya ve hadiselerin Nebi merkezli izahının modern zamanlarla birlikte filozof/bilim adamı/sanatkâr merkezli değişimi, sanattaki usûl ve asıl tartışmalarının da ana odağını oluşturur. Estetiğin icadıyla sanat, artık dinin ve ahlâkın mevzusu […]