İhsan Fazlıoğlu

İhsan Fazlıoğlu

web-sayi15-ihsanf-yontemsavaslari
“Yöntem” Savaşları Hem Hakikatten Hem de Kesinlikten Önce İnsan Gelir

“Bir yöntem olarak Kilise”nin, 14. ve 15. yüzyıllarda vuku bulan nedenlerle çökmesi ertesinde Batı Avrupa’da hakikate ve bilgiye ilişkin yeni bir yöntem arayışı baş gösterdi. Pek çok yöntem teklifi arasında

web-sayi15-ihsanf-yonteme

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığının Yazma Eserler veri tabanı tarandığında, tüm  Türkiye Yazma Eser Kütüphanelerinde, 22.03.2024 tarihi itibarıyla, 352.975 yazma eser bulunduğu görülür. Bu yekûn içinde adında usûl bulunan eserler

sayi14-twitter-web.

Kanada, Montreal’de ailemle birlikte yaşadığım mahalle, dindar Yahudilerin meskûn olduğu bir semtti. Yanlış hatırlamıyorsam 2009’un Mart ayında bir akşam vakti eve döndüğümde ilişkilerimizin iyi olduğu komşumun kapısının güzel çiçekler ve

Okyanusta yani uçsuz bucaksız bir denizde, bir şişenin içinde var–olduğumuzu tahayyül edelim. Öyle ki, içinde var–olduğumuz şişe herhangi bir limandan yola çıkmadı; gelinen bir liman olmadığı gibi, şişenin gideceği bir

Beşer–olmaklık’tan insan–olmaklık’a geçişin ideal sıfır–noktası temeddündür; temeddün yani bir–arada–yaşamak; toplumsal/ictimaî hayat; bir toplumsal gerçeklik küresi inşâ etmek… İdeal sıfır–noktasının mekânı ve zamanı, bu aşamada bir önemi hâiz değildir. Ayrıca temeddün,

Aslî fâilin ol-emri (kun) var-kılma etkinliğini başlatır (fe-yekûn) ve Evren (Kevn) oluşmaya başlar (tekevvun). Beşer, bu oluşun yani tekevvünün bir uzantısıdır. Ancak beşer, en nihayetinde, bu yazıda ele alınmayacak pek

Müslümanlar, yayıldığı coğrafyalardaki insanlığın her konudaki hafızasını tevârüs, temellük ve temessül ettiklerinde ve Medine, Basra ve Kûfe’de dil bilimleri, dinî bilimler, özellikle usûl bilimleri, kelam, tasavvuf ve tarih gibi alanları

Teklif dergisinin bilgi konulu 9. sayısında dile getirildiği üzere bilgi hakkında konuşmak bizâtihi insan hakkında konuşmaktır ya da Hz. Ali’nin[k.v.]  dediği üzere ‘insan=bilgi’dir. Tabiat ile Hayat’taki her şeyle bir şekilde

İbn Bâcce’nin (ö. 1139) Tedbîr el–mutevahhid, İbn Tufeyl’in (ö. 1185) Hayy b. Yakzân, ve İbn Rüşd’ün (1198) Fasl el–mekâl fîmâ beyn el–şerîa ve el–hikme min el–ittisâl ve diğer eserlerindeki fikirler

Teklîf gibi bir kavramı temellendirmek ve mükellefiyet gibi bir kavrama içerik kazandırmak için öncelikle büyük ölçekte ‘Varlık’ın bir anlamı mevcut mudur?’; küçük ölçekte ise, Varlık’ın bir var–olan–olarak üyesi ‘insanın bir

Son Yazılar

Mecmeu’s–sulûk isimli eserde geçtiği üzere, fıkıh usûlü ve fıkıh ilimleri, dirâyet ilmi olarak da adlandırılır.

Sözlükte, kendisine bir başka şeyin dayandığı şey mânâsına gelir. Başka bir şeyin kendisi üzerine bina

Miladi 19. yüzyıl, yarım kalmış ihya teşebbüsleriyle doludur; bir seyl-i huruşan gibi gelen Batı istilası

el–Munkız, Gazzâlî’nin hem kendi hakikat arayışını, krizini ve hakikate ulaşma sürecini özetlediği hem de yaşadığı

“Bir yöntem olarak Kilise”nin, 14. ve 15. yüzyıllarda vuku bulan nedenlerle çökmesi ertesinde Batı Avrupa’da