Ma‘nâ-yı ma‘rûfuna gelince: Din, zevi’l-‘ukūlü hüsn-i ihtiyarlarıyla bi’z-zât hayırlara sevk eden bir vaz‘-ı ilâhîdir.1 Burada biraz tevakkuf edelim. Bu evvelâ dîn-i hakkın bir târifidir. Çünkü bi’z-zât hayra sevk-i hakīkī ancak
Allah Ma‘bûd–ı Hakk’ın ism–i hâssıdır. Daha doğrusu ism–i zâttır ve ism–i ‘alemdir. Yani Kur’an bize bu Zât–ı ecell u a‘lâyı, sıfât–ı kemâliyesi ve esmâ–i hüsnâsıyla tanıtacak, bizim ve bütün âlemînin
O müttakīler ki gayb-i Hakk’a iman ederler, yahut gıyâben dahi iman ederler. Ta‘bîr-i âharla onlar gözle değil kalb ile iman ederler. Onlar reyb-i küllîden âzâde oldukları gibi iman etmek için
و كذالك جعلناكم أمة وسطا لتكونوا شهداء على الناس و يكون الرسول عليكم شهيدا Bakara Suresi (2): 143 Meâl-i şerîfi: “Ve ey ümmet-i Muhammed! İşte böyle bir sırat-ı müstakime hidayet
Bu kitap, hiç kuşkusuz, bugüne kadar kapitalist zihniyetin doğasını ve gelişmesini açıklamaya çalışan pek çok
Kapitalizm, bir din olarak görülmelidir; yani kapitalizm esas itibarıyla, başından beri dinlerin/din adı verilenlerin cevap
Karl Marx’ın 1867 yılında yayımlanan Kapital: Politik Ekonominin Eleştirisi adlı eseri, düşünce tarihinde kaleme alınmış
Aydınlanma düşüncesi, sırf felsefî bir süreç değildir. Belki de felsefî süreç daha çok, varolagelen pratiğin
Tasavvufun teşekkül sürecini kapsayan ilk birkaç yüzyıl boyunca, ticaret ile ilişki biçimlerini ve benimsedikleri dünya
Copyright © 2023 Teklif Dergisi | Tüm hakları saklıdır.