Bilgi ve Bilmenin Hakikati

Bilme faaliyeti, oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir ve pek çok işlev şeklinde kendisini gösterir. İslam düşünce geleneğinde filozoflar; görme, işitme ve koklama gibi dış duyular ile hiss–i müşterek, hayal, vehim, hafıza ve hatırlama gibi iç duyuların aklın bilme faaliyetini icra etmesini sağlayan güçler olduğunu düşünür. Bu görüşe göre insan dediğimiz şey, gerçekte nefs veya Türkçe’de […]

Fenomenolojinin Doğalcılık Eleştirisi

Husserl 1927 yılında Britannica Ansiklopedisi için kaleme aldığı yazıda fenomenolojiyi şöyle tanımlar: “Fenomenoloji terimi iki şeye gönderme yapar: İlkin yüzyıl dönümünde felsefede atılım yaratan yeni türden betimleyici bir yönteme; ikinci olarak bu yöntemden türemiş a priori bir bilime –öyle ki bu bilim, kesin bilimsel felsefe için temel araç (Organon) sağlama ve müteakip uygulamasında tüm bilimlerin […]

Var Olmayan Nesnelere Dair Bilgimizin İmkânı: Bilgi–Zihin İlişkisi Üzerine

Üç sayısının tek olduğunu, üçgenin iç açılarının toplamının 180°’ye eşit olduğunu veya hem siyah hem beyaz bir kuğunun imkânsız olduğunu nasıl bilebilirim? Ya da bu tür bilgilerimin savaşçı birer varlık olarak hayal dünyamda ürettiğim sentorlara veya devamlı olarak nemflerin peşinden koşan bir varlık olarak tasarladığım satirlere dair inançlarımdan farklı olduğundan yani birinci türden inançlarımın herkes […]

Doğrulama, Yanlışlama ve Din

Dinî inançların bilgi değeri nedir? 20. yüzyılın baş döndürücü bilimsel dönüşümü, dinî inançları eleştirinin dışında bırakmamıştır. Tanrı’yı bilmenin veya Tanrı hakkında konuşmanın imkânı, dinî inançların doğru olup olamayacağı gibi tartışmalar, modern din felsefesinde oldukça geniş yer kaplar. Bu yazıda, dinî inancın yanlışlanamayacağı için anlamsız olduğu iddiasını değerlendiriyor ve gerekçelerle reddediyorum. Yazının başında bu iddiayı dile […]

Bilgi Sorunu

I Nereden başlayacağız sorusuna verilebilecek en isabetli cevap, bulunduğumuz yerden olacaktır. Aslında bütün anlamlı sorular bir yerde bulunan insanın/insanların, oradan hareketle sordukları sorulardır. Buradaki yer, duruma göre hakiki veya gayri hakiki olabilir. Hakiki yer, kendilik bilincini iktiza eder. Kendilik bilincine bağlı olarak insanın yeri, hakiki veya gayri hakiki olma sıfatını kazanır. Türkiye’de yaşayan birisinin kendisini […]

Bağlantı ile İlişki Arasında ‘Bilgi’nin Zemini Nedir?

Daha önceki Teklif sayılarındaki yazılarımızda vurguladığımız gibi insan, Aslî Fâil’in var–kılma etkinliğinin bir uzantısı ve var–olanlar kümesinin bir üyesidir ki, bu durumu varlık bağı olarak adlandırmıştık. Ancak insan bir kez var–olduktan sonra, tüm bir var–kılma etkinliği ile var–olanları, daha genel bir deyişle; tüm gerçeklik kürelerini, idrâk eyleminin bir uzantısına dönüştürür ki bu durumu da bilgi […]

Zihin ve Gerçeklik: Ortak İşleyiş, Kökensel Birleşim

Zihin ve gerçeklik meselesiyle ilgili tartışmaların çerçevesini, on sekizinci yüzyıldan itibaren, ikisi epistemolojik biri ontolojik üç varsayım belirler hale gelmiştir. Epistemolojik iddialardan ilki David Hume’a aittir. Tümevarım problemi olarak da bilinen bu iddia, şeylerin gelecekte de şimdi benim algıladığım gibi olmaya devam edeceği yönündeki bir beklentinin akıldışı olduğunu vurgular: Şu an yediğim ekmeğin beni doyurduğunu […]

Dinî Epistemoloji Olgusal Kanıtçılığa ve Natüralizme Karşı Başarı Sağlayabildi mi?

Epistemoloji, bilmenin imkanını ve bilme süreçlerini analiz eden; bildiğimizi düşündüğümüz şeylerin doğruluk, geçerlilik ve kullanılabilirlik statülerini belirlemeye çalışan bir zihin faaliyetidir. Bu yönüyle epistemoloji, bilme yollarına dair bilgilerdir ve bilmenin bilgisi olarak tanımlanır.  Dinî epistemoloji ise çağdaş epistemolojinin bir alt dalı olarak ortaya çıkmıştır ve teistik inançların rasyonalitesini, tutarlılığını ve gerekçelendirilme yollarını aramaktadır. Bu nedenle […]

Fenomenolojik Bilgi

Bilgi, felsefenin çok erken dönemlerinde gündemine girmiştir. Ama her zaman varlığın korelasyonu olarak düşünülmüştür. Felsefe bir onto–teoloji olarak, varlığın ilk ilkelerine yönelik bir soruşturma biçiminde doğmuş, sonraları bu felsefe, ilk felsefe olarak adlandırılmıştır. Anaximandros’ta başlayan ama Ksenophanes, Herakleitos, Parmenides gibi büyük filozoflarda açık seçik hale gelen ilk felsefe, duyulur olmaktan ziyade düşünülür olanın bilgisi, böyle […]

Mümkün Âlemlerin Sultanı ve İskenderiye Deniz Feneri’ne Konan Karganın Haberi

Bir karganın şu anda dünyanın yedi harikasından biri olan –mevcut olduğu varsayılırsa– İskenderiye Deniz Feneri’ne konup konmadığını nasıl bilebiliriz? Aklın bu konuda söyleyebileceği bir şey yoktur. Çünkü bir karganın fener üzerine şu anda konduğunu da konmadığını da varsaymakta bir çelişki yoktur. Akıl ise çelişkinin bir tarafını kesinleştirmekte mâhirdir. İskenderiye’de olmadığımıza göre duyularımızın da bu konuda […]