Hakikat ile Siyasetin Kesiştiği Noktada: Kitâbü Mebâdi’i Ârâ’i Ehli’l-Medîneti’l-Fâzıla
Fârâbî’nin telifine Bağdat’ta başlayıp, takribî 941-942 yılları arasında Dımaşk’ta tamamladığı Kitâbü Mebâdi’i Ârâ’i Ehli’l-Medîneti’l-Fâzıla, onun felsefî düşüncesinin temel unsurlarını sistematik bir bütünlük dâhilinde ortaya koyduğu son dönem eserlerindendir. Klâsik dönemlerden itibaren Fârâbî’nin en önemli siyaset eseri olarak kabul edilen el–Medînetü’l–Fâzıla bir siyaset eserinden beklenen muhtevadan çok daha fazlasını, filozofun farklı felsefî disiplinlerde yürüttüğü varlık araştırmasının […]
Dünyanın Salâhı ve Nizâmının Altı Esası
Bilinmek lazımdır ki dünyanın intizâm-ı ahvâli ve iltiyâm-ı umûru behemehal şu altı şeyin husûluna muallaktır. Gerçi o altı, dallanıp budaklanarak birçok kısımlara daha ayrılır ise de maksadımız kıvâm-ı kâinât, devâm-ı âsâyiş-i mevcûdâta hâdim olan nevâmisin başlıca esaslarını beyân olduğundan zikrolunan kavâide adem-i inhisâr ile itiraz kapıları açılmaz zannederim. Gelelim o altı şeye; 1) İnsanlar tarafından […]
Bir İstismar Aracı Olarak Tabiatı Estetize Etmek
İstanbul’u aç gülzâr yap… —Osman Gazi İnsan tabiatın hâkimi ve yorumlayıcısıdır… —Francis Bacon Göğü yükseltti ve mizanı koydu… —Rahman Suresi 7. Âyet O ki her şeyi güzel yarattı… —Secde Suresi 7. Âyet İslam âlimleri âlemi (gerek insanlar ve canlılar gerekse de Allah dışındaki tüm varlık anlamında) tek bir alem olarak kabul ederler. Âlem ve […]
Liberal Adalet Tasavvuru Üzerine: John Rawls ve A Theory of Justice
20. yüzyılda liberal eşitlik düşüncesinin muhtemelen en etkili temsilcisi John Rawls’dur (ö. 2002). Rawls’un A Theory of Justice (1971) isimli eseri, 20. yüzyılda ahlâk ve siyaset teorisinin seyrini derinden etkilemiş ve bu alandaki tartışmaların seyrini değiştirmiştir. Rawls’un A Theory of Justice (TJ) adlı eserindeki teorisinin adı “hakkaniyet olarak adalet”tir (justice as fairness). Rawls’a göre adalet, toplumsal […]
İhtiyaçlar Piramidinden İncelikler Piramidine: İnsanlık Nasıl Bir Aşma Edimine Muhtaç?
“Dünya”, elimizin erdiği, gözümüzün gördüğü, bize yakın olan anlamlarına gelen bir sıfat olarak alındığında, “Dünya hayatı adaletin tecelli ettiği bir mekândır” diyebilmek pek mümkün görünmüyor. Dünya hayatı, insanları, fiziksel veya zihinsel özellikleri, işgal ettikleri yerler, mesken tuttukları coğrafyalar, tevarüs ettikleri diller, biriktirdikleri sermayeler, alabildikleri eğitimler, kesbettikleri bilgiler, (…) bakımlarından, velhasıl akla gelen gelmeyen pek çok […]
Bilgi ve Bilmenin Hakikati
Bilme faaliyeti, oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir ve pek çok işlev şeklinde kendisini gösterir. İslam düşünce geleneğinde filozoflar; görme, işitme ve koklama gibi dış duyular ile hiss–i müşterek, hayal, vehim, hafıza ve hatırlama gibi iç duyuların aklın bilme faaliyetini icra etmesini sağlayan güçler olduğunu düşünür. Bu görüşe göre insan dediğimiz şey, gerçekte nefs veya Türkçe’de […]
Fenomenolojinin Doğalcılık Eleştirisi
Husserl 1927 yılında Britannica Ansiklopedisi için kaleme aldığı yazıda fenomenolojiyi şöyle tanımlar: “Fenomenoloji terimi iki şeye gönderme yapar: İlkin yüzyıl dönümünde felsefede atılım yaratan yeni türden betimleyici bir yönteme; ikinci olarak bu yöntemden türemiş a priori bir bilime –öyle ki bu bilim, kesin bilimsel felsefe için temel araç (Organon) sağlama ve müteakip uygulamasında tüm bilimlerin […]
Var Olmayan Nesnelere Dair Bilgimizin İmkânı: Bilgi–Zihin İlişkisi Üzerine
Üç sayısının tek olduğunu, üçgenin iç açılarının toplamının 180°’ye eşit olduğunu veya hem siyah hem beyaz bir kuğunun imkânsız olduğunu nasıl bilebilirim? Ya da bu tür bilgilerimin savaşçı birer varlık olarak hayal dünyamda ürettiğim sentorlara veya devamlı olarak nemflerin peşinden koşan bir varlık olarak tasarladığım satirlere dair inançlarımdan farklı olduğundan yani birinci türden inançlarımın herkes […]
Doğrulama, Yanlışlama ve Din
Dinî inançların bilgi değeri nedir? 20. yüzyılın baş döndürücü bilimsel dönüşümü, dinî inançları eleştirinin dışında bırakmamıştır. Tanrı’yı bilmenin veya Tanrı hakkında konuşmanın imkânı, dinî inançların doğru olup olamayacağı gibi tartışmalar, modern din felsefesinde oldukça geniş yer kaplar. Bu yazıda, dinî inancın yanlışlanamayacağı için anlamsız olduğu iddiasını değerlendiriyor ve gerekçelerle reddediyorum. Yazının başında bu iddiayı dile […]
Bilgi Sorunu
I Nereden başlayacağız sorusuna verilebilecek en isabetli cevap, bulunduğumuz yerden olacaktır. Aslında bütün anlamlı sorular bir yerde bulunan insanın/insanların, oradan hareketle sordukları sorulardır. Buradaki yer, duruma göre hakiki veya gayri hakiki olabilir. Hakiki yer, kendilik bilincini iktiza eder. Kendilik bilincine bağlı olarak insanın yeri, hakiki veya gayri hakiki olma sıfatını kazanır. Türkiye’de yaşayan birisinin kendisini […]