Açık Oturum: Siyaset

Teklif

Teklif



Ahmet Ayhan Çitil: Teklif dergisinin “Siyaset” başlıklı sayısının açık oturumu için bir araya gelmiş bulunuyoruz. Tabii siyaset deyince çok geniş bir konudan bahsediyoruz. Bu konunun şu ana kadar ele aldığımız konulardan bir farklılığı var. Diğer konularda bir şeyler söylemek veya yazmak için bir tür uzmanlık gerekirken konu siyaset olunca böyle bir durumun söz konusu olmadığı söylenebiliyor. Çünkü Türkiye’de herkes siyaset hakkında konuşur ve siyaseti bilir. Bir bakıma siyaset herkesin uzmanlık alanı… Dolayısıyla böyle bir alanda konuşmak zor olsa gerek…

İhsan Fazlıoğlu: Çünkü Türkiye’de her 3 kişiden 4’ü siyasetçidir.

Ahmet Ayhan Çitil: Çok doğru, böyle bir sıkıntı var. Bir başkası; bugün öyle bir ortamda oturmuş siyaset meselesini konuşuyoruz ki İhsan hocamızın da ifadesi ile bu ülkede bir değil sanki iki millet yaşıyor gibi bir durum var. Kırılmalar çok derin. Dolayısıyla şizoid diyebileceğimiz bir toplumsal yapımız var ve bu sorunu nasıl halledeceğimizi bilemiyoruz. Söz konusu yarılma çok ciddi siyasî problemlere yol açıyor. Böyle bir arka planda da oturmuş siyaseti konuşuyoruz. Dolayısıyla siyaset kavramını rahat rahat konuşabilecek durumda değiliz. İlk olarak bunu görmemiz lazım. Konunun çok geniş olduğundan bahsettim. Üzerinde durulabilecek temaları dilim döndüğünce saymaya çalışayım, belki konu açıldıkça bunlardan bazıları üzerinde durabiliriz. Örneğin konuya siyaset teriminin etimolojisinden girebiliriz. Bildiğiniz gibi siyasetin seyislikle ilişkisi hep kurulur. Bu bağ az önce ifade ettiğim konuyla da alakalı. En nihayetinde siyaset farklı düşünen, farklı perspektiflere, çıkarlara sahip insanları bir araya getirip uyum içerisinde ve bir amaca doğru nasıl sevk edeceğiz, nasıl olup da barış içerisinde birlikte yaşayacağız meselesi ile ilgili. Kolay bir şey değil bunu başarabilmek. Daha sade bir tanım vermek gerekirse insanların kaynakları, statüleri, unvanları vesaire, nasıl dağıtacaklarına birlikte oturup karar verdikleri sürecin adı siyaset. Yani daha çok çıkarla, ekonomiyle, güçle alakalı olan bir tarafı var. Aynı siyaset mevzuunu olgusal olarak tartışmak da mümkün. Aynı süreçleri güç ilişkilerinin, iktidar ilişkilerinin nasıl kurulduğu açısından normatif bir şekilde tartışmak da mümkün. Yani “Siyaset ne için var?” sorusu siyaseti anlamak, anlamlandırmak için önemli mi yoksa siyaseti tamamen güç ilişkileri, çıkar ilişkileri üzerinden mi anlamak, anlamlandırmak lazım? Günümüzde ikinci perspektifin galebe çaldığını biliyoruz. Başka bir bakış açısından insanların siyasete katılımı önemli bir tema olarak karşımıza çıkıyor. Burada konu partilere, seçimlere geliyor. İnsanların bir toplumda beraber yaşaması, belli bir yöne doğru uyumlu bir şekilde sevk edilmesi sorun haline geldiğinde ise bunun nasıl başarılabileceği artık partileri de aşan bir konuma yükseliyor. Böyle bir arka planda medya ve medyanın kullanımı siyasetin çok önemli bir parçası haline geliyor. İnsanlar, milletler birbirlerini etkilemek, sevk etmek için siyasî konuşmalardan çok daha fazla sanat eserlerini, dizileri, filmleri ve benzerlerini kullanıyorlar ve siyaset bu araçların kullanımı üzerinden gerçekleşiyor. Hasılı mesele derin ve uzun…




Makalenin devamını okumak için Abone Olun