Ahlâkı Hevâya Teslim Etmek: Emotivizme Eleştirel Bir Yaklaşım

Hevâsını Kendisine İlah edineni gördün mü? Ona sen mi vekil olacaksın? —Furkan Suresi, 43 “Nesnelliğin, gündelik hayatın her alanında şüphe götürdüğü, bireyciliğin ve izafiyetçiliğin hâkim olduğu bir çağda nesnel ahlâkî değerleri takip etmeyi sürdürebilir miyiz?” sorusu, cevaplanması mühim fakat bir o kadar da çetrefilli bir sorudur. Şayet nesnel ahlâkî değerlerden söz edemeyeceğimiz bir çağda yaşıyorsak […]

Tasavvuf Bize Ne Tür Bir Ahlâk Teklif Eder? Tasavvuf–Ahlâk İlişkisinin Mahiyeti Üzerine

Tasavvufu seyrüsülûk yoluyla insanın ahlâkî değerlerini keşfetmesi, geliştirmesi ve yaşama aktarması sürecini temel alan bir disiplin olarak görmek, yaygın bir alışkanlıktır. Buna karşılık tasavvuf ve ahlâk arasındaki ilişkiyi izah etmek, göründüğünden daha zordur. Tasavvuf ve ahlâk disiplinlerinin sınırlarını ve imkânlarını belirsizleştirecek ölçüde hem tasavvufun hem de ahlâkın nesnel tanımlarına ulaşmadaki güçlük, bu kanaatin güçlenmesini sağlayan […]

Ahlâkın Temeli: Vicdan, Vücûd ve Bütüncül Adalet

“Başka”nın Bilgisi Ahlâkî tecrübede “başka” kavramının hayâtî bir yeri vardır. Hatta “başka”nın bulunmadığı bir zeminde ahlâktan bahsedemeyiz. Kendi içine kapanmış bir bilinçte ahlâk tecrübesi ortaya çıkmayacaktır. Başkası söz konusu olduğunda “benim” (kendinin bilincinde olan özne/süje) gibi hisseden, benim gibi ihtiyaçları olan başka bilinçli varlıklardan bahsediyor oluruz.   “Başka”nın doğurduğu ahlâkî meselelerden önce, bazı çok temel […]

Değerlerin Hakikati Bağlamında Ahlâkın Ontolojik Zemini Üzerine Fenomenolojik Bir Soruşturma

Bilindiği üzere fenomenoloji, “şeylerin kendilerine” düsturundan hareketle bilmek için kendilerine yönelinen şeylerin kendileri ile bilinçteki tezahürleri arasında bir ayrım yapmak suretiyle, tıpkı kadim felsefeden beri yapılagelen görünüş–gerçeklik ayrımına benzer bir biçimde, şeylerin kendilerini, tezahür veya görünüşlerine indirgemekten sakınan eleştirel bir düşünme pratiğine karşılık gelir. Şeylerin kendileri ile bilinç veya zihindeki tezahürleri arasında yapılan bu ayrım, […]

Dinin ve Ahlâkın Kaynağını Nerede Aramalı: Kâlû Belâ’da mı?

Ve–iz ehaze rabbuke min benî âdeme min zuhûrihim zurriyyetehum ve–eşhedehum ‘alâ enfusihim elestu birabbikum kâlû belâ şehidnâ en tekûlû yevme’l–kiyâmeti innâ kunnâ ‘an hâzâ gâfilîn.  [Hani Rabbin (ezelde) Âdemoğullarının sulplerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine karşı şahit tutarak, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” demişti. Onlar da, “Evet, şahit olduk (ki Rabbimizsin)” demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü, “Biz bundan habersizdik” dememeniz […]

Düşünce Tarihinde Bir Ahlâkî İdeal Olarak İtidale Dâir Soru(n)lar

Düşünce tarihinde güzel ahlâkın ölçütü olarak sunulan ilkelerden şüphesiz en kadimi itidaldir. Hem Antik Çağ hem de Orta Çağ düşünürlerinin ahlâk eserlerinde tartışmasız bir ahlâkî ideal olarak işlenen itidal ilkesinin tarihi çok daha gerilere dayanır. Antik Mısır’da matematiğin ortaya çıkışıyla oran–orantı, eşitlik ve ölçülülük kavramlarının doğuşu, eylemde ölçüden bahsedebilmek için ilk adımı sağlamıştır. Klasik Çin […]

Ahlâkı Anlamanın Önündeki Bazı Engeller

Ahlâk, insanla birlikte tezahür eden; insanoğlunun bir yandan aşina olduğu diğer yandan da onu tanımlamasının çoğunlukla zor olduğu bir hadiseyi seslendirir. Bu hadisenin varlığı, ya iyi ve kötüye dâir kaygılarımızda ya da soruşturması yapılan her şey gibi “ahlâk felsefesi”nin mevcudiyetinde kendisini ifşa eder. Bu ifşaya rağmen bir toplumda hâlihazırda devam eden şeyin ahlâk mı olduğu […]

Ahlâkî Tefekkürün Krizi: Bir Ahlâk Teorisi Neyi Başarmalıdır?

Ahlâk alanında çalışma yapan herkes, özellikle son iki yüzyılda ahlâk alanında bir kriz olduğunu fark eder: Felsefenin diğer alanlarında olduğu gibi ahlâk da klasik dünyadaki zeminini kaybetmiştir. Bilindiği üzere ahlâk, klasik dönemde asıl itibarıyla metafizik üzerine kurulur. Ahlâkın metafizik üzerine kurulması, felsefenin kendi düzeni bakımından anlaşılabilir olsa da bu cümlenin anlam kazandığı geniş bağlam kolayca […]

Ahlâk Sorunu

Ahlâk sorunu nedir? Ne zaman bir ahlâk sorunundan bahsedebiliriz? Türkiye ve İslam dünyasında bir ahlâk sorunu mevcut mu? Batı dünyasında yaşayan insanlar, Müslümanlardan daha mı ahlâklı? Trafik kurallarına uymak ile ahlâk arasında bir ilişki var mı? Bu ve benzeri sorular, uzun zamandır zihinleri meşgul etmektedir. Bu ve benzeri soruları gereği gibi müzâkere etmek için bazı […]

Kend’öz’ün Bir İfadesi Olarak Ahlâkî Eylem

Müdrik bir varlık olarak insan, var–olanlar sahnesinden çekilip alınsaydı ortaya nasıl bir manzara çıkardı? Hiç şüphesiz böyle bir sahnede, algılayan, işaret eden, konuşan, bilen, düşünen müdrik varlık bulunmadığından algılanan, işaret edilen, konuşulan, bilinen ve düşünülen bir manzara da var–olmayacaktı. Elbette sahnede bir–şey var olmaya devam edecek; ancak o şeye, bir–şey bile —belki— denmeyecekti. Bir mekân–zaman […]