İhsan Fazlıoğlu

İhsan Fazlıoğlu

Kend’öz’ün Geleceğe Yönelik Bir Eylemi Olarak Özgürlük

İnsanın özgürlük gibi kavramları kendine konu kılması kızgın bir demiri, sırf merak için eline alıp tutmasına benzer. Kızgın demiri kişi, ne kadar dayanıklı olursa olsun uzun bir süre elinde tutamazsa

“Bir şey hakkında yargıda bulunmak, o şeyin tasavvurunun bir uzantısıdır.” [الحكم‭ ‬على‭ ‬الشيء‭ ‬فرعٌ‭ ‬عن‭ ‬تصوّره] kuralı gereği, gayb hakkında herhangi bir yargıda bulunabilmek için mefhûmunun açık-seçik bir şekilde belirlenmesi

Bu yazıda bir kavram olarak adaletin, belirli türlerini de dikkate alarak bir çözümlemesini yapmayacağız. Felsefe-Bilim Tarihi bu çözümlemelerin ayrıntılarıyla doludur. Adaletin tanımı, kim ya da kimler tarafından vazedileceği, ölçütü yani

Daha önceki Teklif sayılarındaki yazılarımızda vurguladığımız gibi insan, Aslî Fâil’in var–kılma etkinliğinin bir uzantısı ve var–olanlar kümesinin bir üyesidir ki, bu durumu varlık bağı olarak adlandırmıştık. Ancak insan bir kez

ihsanfazli-egitim-web-8

İnsan, tabiatın üzerinde kurulu hayatın içine doğar ama tarihte yaşar. Bu nedenle bio–psişik bir var–olandır; bio, maddî; psişik ise manevî yönüne delalet eder; her iki yön, arada bir tire (–)

İnsan hem tabiatta hem de hayatta yaşayan bir var-olan. Daha yalınlaştırırsak hem yeryüzünde hem de şehirde(toplumda). Bu iki yapıyı terkip ederek her insan kendi dünyasını kurar. Dünya, bu nedenle, katmanlı

Osmanlı dönemi Türk âlimi ve müderrisi Alâaddin Ali Çelebî (ö. 1543) tarafından Kânûnî Sultan Süleyman’a sunulan Hümâyunnâme adlı eser, içinde yaşadığı çağın sanat anlayışı çerçevesinde Kelime ve Dimne’nin, Vâiz-i Kâşifî

Nasıl ki Tabiat’ta nihai amaç bir canlının, hatta bir nesnenin varlığını sürdürmesi, daha farklı bir deyişle varlığa tutunması ise, Hayat’ta da siyasetin nihai gayesi, ferd ve tür olarak insanı korumak

İbn Bâcce’nin (ö. 1139) Tedbîr el–mutevahhid, İbn Tufeyl’in (ö. 1185) Hayy b. Yakzân, ve İbn Rüşd’ün (1198) Fasl el–mekâl fîmâ beyn el–şerîa ve el–hikme min el–ittisâl ve diğer eserlerindeki fikirler hem felsefe–bilim tarihinde hem

Teklîf gibi bir kavramı temellendirmek ve mükellefiyet gibi bir kavrama içerik kazandırmak için öncelikle büyük ölçekte ‘Varlık’ın bir anlamı mevcut mudur?’; küçük ölçekte ise, Varlık’ın bir var–olan–olarak üyesi ‘insanın bir gâyesi ve amacı var mıdır?’ sorularının

Son Yazılar

İnsan, sadece Allahu Teâlâ’nın emirlerine riayet etmelidir. İslâm, Allahu Teâlâ’nın iradesine sorgusuz sualsiz tâbi olmak,

Modern sanatın yeni bir maneviyat, yeni bir metafizik hatta yeni bir din olarak Aydınlanma süreci

Hocam hoş geldiniz. Bugün imkânımız nispetinde sanat ile ilgili söyleşelim istiyorum. Siz uzun yıllardan beri

Gelenekselci İslam sanatı anlayışının çeşitli isimleri, alanın ne ölçüde Kur’ân–ı Kerîm öğretisinin hizmetinde bir sanat

Osmanlı–İslam Mûsıkîsi, “İnsan Merkezli” Bir Mûsıkîdir Allah, insanı yaratmayı murad etti, onu yeryüzünde kendisine halife