Bilgi Bir Tanımlama mı Yoksa Okuma mıdır?
Bilgiyi insânî varoluşun bir özelliği hatta insan olmayı gerçekleştirdiğimiz bir hadise olarak nitelendirilebiliriz. Bu husus bilginin üretim yoluyla hem insânîleşme faaliyetini sürdürdüğüne hem de kendi sorularını üreterek bilgi ağını genişleteceğine işaret eder. Başka bir ifadeyle bilgi, insanın varoluşta nitelemeler/sıfatlamalar/ayırt etmeler yapabildiği bir faaliyete diğer taraftan bunları bir beceri haline getirerek varoluşuna katabildiği, yani varlık olarak […]
Müphemliğin Şiddeti
Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız bakıp başkasının başkayla kurduğu bağlantıya aşka dair diyoruz ilk anı bu olmalı […] Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız başkalarının düşünceleriyle değil. —İsmet Özel, Sebeb–i Telif Cemil Meriç, Türk aydınının doğuya olan husumetine rağmen zaman zaman vakitsizce gelen doğu iştiyakını şu şekilde izah eder: Şark düşmanı intelijansiyamızın, Şarklı bir hakîme karşı beslediği […]
Nebiler neyi bilirler?
Başlıktaki sorunun cevabını tam olarak vermeye çalışmak Nebi olmayanların yetkinliklerini aşar. Nebilerin bildiklerini ya da kendilerine bildirileni bize açtıklarında, cehdederek iletileni anlayabilir veya tecrübemizdeki karşılığını görebiliriz fakat söz konusu bilgiyi ihata edebileceğimizi söyleyemeyiz. Öte yandan bu soruya, basitçe “Nebiler nerede olduğumuzu bilirler” diyerek cevap verebiliriz. Bahsi geçen “Nerede?” sorusu ile kast edilen uzay – zamanda […]
el-Mevâkıf fî ilmi’l-kelâm
İkinci Mersad: Bilginin Tarifi Bilginin tarifi hakkında üç görüş vardır. Birinci görüş şudur: Bilgi zorunludur. İmam Râzî, iki gerekçeden ötürü bu görüşü tercih etmiştir. Birincisi şudur: Her insanın varlığına dair bilgisi zorunludur. Bu bilgi özel bir bilgidir ve mutlak bilgi, bu özel bilginin bir parçasıdır. Parçayı bilmek, bütünü bilmeyi önceler. Zorunludan önce olan ise zorunlu […]
Açık Oturum: Bilgi
Çitil: Sevgili arkadaşlar bu bizim dokuzuncu sayımız geçen sayımız üniversite ile ilgiliydi şimdi bilgiyle ilgili bir araya geldik. Fazlıoğlu: Üniversitenin içine giriyoruz aslında. Çitil: Üniversitenin içine giriyoruz. Sonra bilimle devam edeceğiz üniversitede ne yapıldığına da ayrıca odaklanacağız. Fazlıoğlu: Üniversitede ne yapıldığına, aynı zamanda ne yapılmadığına; ve dahi yapılmaması gerekene… Çitil: Şimdi açılışı madem bana yaptırdınız […]
Humboldt ve Batı Dünyasının Yeni Üniversite Modeli Olarak Berlin Üniversitesi
19. yüzyılın başlarında, Almanya’nın Fransız ordularının işgalinden kurtuluş mücadelesi vermeye çalıştığı şartlarda, Almanya’da aydınlar arasında Alman milletinin manevî varlığını muhafaza edecek, mevcut sorunlarla, sadece Almanları düşünerek değil, Almanya dışında yaşayan insanlara da hitap edebilecek bir cazibe merkezi olarak bir üniversite kurma fikri tartışılıyordu. Almanya’nın ve Almanların Fransız işgalinden kurtuluşunu ikmal eden ve sadece o gün mevcut […]
Yükseköğretimde Dönüşüm
1. Yükseköğretimin ve genel olarak eğitimin kendi başına varlığından söz etmekten ziyade bağlamı içerisinde ele almak, bir başka ifadeyle hangi medeniyetin dünyasında ve hangi toplumun şartları içerisinde var olduğundan, orada sahip olduğu anlamdan ve ne tür bir işlev gördüğünden bahsetmek daha uygundur. Bunun yanı sıra ne tür bir dünya görüşüne dayalı bir bilgi ve ilim […]
Üniversite Sorunu: Varlık, Bilgi, Bilim
1. Türkiye ve İslam dünyası bir buçuk asırlık bir süredir yaşadığı olağanüstü şartları aşarak normalleşmenin yollarını ararken, bu arayışta kendisine bilgiyle refakat edecek en önemli kurum/müessese üniversite olmak durumunda. Üniversite normalleşmeyi hem hazırlama hem planlama hem de icra sürecinde, sürecin hem başında hem yanı başında hem de son ucunda durmak zorundadır. Yakın bir zamana kadar […]
Tasnîf ile Tertîb Arasında: İrşâd, Miftâh ve Kevâkib
Eğitim yani terbiye bir toplumun, davranış manzumesini, öğretim yani talîm/tedrîs ise bilgi manzumesini –yaş aralıkları dikkate alınarak– mensuplarına aktarması anlamına gelir. Bu aktarımdan amaç, en derinde, o kültür ve medeniyetin süreklilik arzusudur. Bu süreklilik de ancak o kültürün birikimiyle hayatını süren ve ona göre tavır alabilen bireyler tarafından sağlanır. Bu nedenle eğitim ve öğretim ilkece, […]
Türkiye’de İlahiyatların ve İlahiyatçılığın Sorunları
19. yüzyılın başından itibaren Batı’da o zamana dek geliştirilmiş ve halen de gelişmeye devam eden yeni bilimin ve bu bilimi taşıyan kurumsal yapıların aktarılması, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte diğer alanlarda olduğu gibi yükseköğretim alanında da çok önemli sonuçlar doğurmuştur. İlk olarak askerî ve teknik alanda başlayan, ardından diğer alanlara sirayet eden kurumsal dönüşümler, klasik dönemde yüksek […]